Tamamlanmamış Çalışma Süreci: Joseph Chaikin

Joseph Chaikin, topluluğu 'the Open Theatre' ile gerçekleştirdiği doğaçlamalarını kendisi istememesine rağmen, topluluk elemanı Gordon Rogoff' un önerisi ile topluluğun oylarına sunarak, izleyiciye açma karan almıştır. Böylece, topluluk izleyici ile buluşmanın ilk adımını 1963 yılının Aralık ayında atmış oldu.


Gösteri topluluğu olmayı reddeden Chaikin, gerçekleştirdikleri gösterilerin bilinen anlamda bir gösteri olmayıp, çalışma sürecinin devamı olduğunu belirtmiştir. îzleyici ile buluşmalarını "bitmemiş laboratuvar çalışmaları" olarak tanımlar. Bu nedenle, bir çalışmanın ne zaman gösterime hazır hale geldiğine karar vermek, onun için hep zor olmuştur. Çünkü, 'gösteri' sunma başka hazırlıkları da gereksinir. Yeni bir şeye can verme, bunun oluşum sancıları ve bu 'özel'in halka açılması ile herşey farklılaşır. Oyuncunun gelişimi için izleyici ile buluşmanın ve izleyici ile birlikte yaratının asal olduğuna inanan Chaikin, yine de, izleyici beğenisinin oyuncunun çalışmasında baskı unsuru olduğunu, oyunu ve oyuncuyu etkilediğini söyler.
"Bazen düşman olan gösterinin kendisidir, çünkü doğaçlama aşamasından gösteriye geçişte, tutunulucak, sığınılacak bir yer yoktur. Bütün değişimler çok travmatiktir. Deneyimlerim bana, doğaçlamada üstünde durulan ile gösteride vurgulananın birbirinden tamamen farklı olduğunu gösterdi'.
Chaikin'a göre, ele alınan bir metni topluluk doğaçlamaları ile çalışmanın iki önemli yararı vardır: Öncelikle doğaçlamalar, derinde yatan verilerin ortaya çıkarılmasını sağlar. Bu verilere ulaşmak zaman alır. Başlarda klişelere başvurulsa da, zamanla bunlar ortaya çıkarılır. Doğaçlama yapmanın ikinci büyük yaran, oyuncunun öznel imgelemiyle ortaya çıkardığı oyunda, kendi şaşırtıcı gücünü, keşfetmesidir. Bu tür keşiflere genellikle uzun soluklu çalışmalar sonucu ulaşılır.
Ele alınan metinden, öykünün nasıl oynanacağının yapısı anlaşılır. Bu yapı, tiyatro topluluğu için doğaçlamalar içerir. Doğaçlamanın sıçrama tahtası ise ifadedir. Sözsüz anlar ve birebir olmayan yollarla doğaçlamalar başarıya ulaştırılır. Oyuncu, bütün bu coşkularını sahneye taşıdığı anda, başka bir insanlık gerçeği ile karşılaşır. Bu, oyuncu ve seyircinin birlikteliğidir. Bu birliktelik, bilinmezliğin ve duyarlılığın olduğu bir durum içerir. Bu durumla yüzleşme, planlanıp 'yapılmamıştır', ama bunun olmasına 'izin verilmiştir'. Bunun nedeni, oyuncular ya da seyirci değil, oyuncu ve seyirci arasındaki sessizliktir.
Doğaçlama ile sahnelenen oyunların bilinen metotların kalıplarını yıktığına inanan Chaikin, ele aldığı her konuyu ya da metni doğaçlamalarla sorgulayarak yapı oluşturmaya çalışır. Klasik çalışma yöntemleri ile karşılaştırıldığında, doğaçlama ile oyun çalışmak daha çok zaman ve enerji gereksinir ama bu emeğin sonucunda ortaya toplu yaratının zengin ürünü çıkar.
Chaikin, topluluğu ile ilk gösterisini 1963 yılının Aralık ayında New York'da Sheridan Square Theatre'da gerçekleştirmiştir. Gösteri broşüründe topluluk üzerine şu açıklamalar yeralmıştır:
"Bu akşam the Open Theatre'ın çalışmalarından aşamalar göreceksiniz. Varolan tiyatrodan hoşnut olmayan bir grup oyuncu, oyun yazan, müzisyen ve yönetmen biraraya geldi; günümüzün tiyatrosunu arayıp, sahnenin belirli, özel durumlarım araştırıyorlar Bu grup,oyun sahneleme grubu değildir, kendi sesini bulmayı deneyen bir gruptur'    .
Topluluğun ilk gösterisi -daha sonra her gösterileri için standart hale gelen-birlikteliklerini, takım oluşlarını sergileyen ısınma çalışmaları ile başlamıştır. Bunu ses ve hareket doğaçlamalarından oluşturduklarıA Rituel Hello ( Ritüel Merhaba ) ve üç farklı doğaçlama izlemiştir. Bunlar:
*Makine doğaçlamasının temel alındığı A Man Sometimes Turns into the Machine He's Using (İnsan Bazen Kullandığı Makinaya Dönüşür).
* Mükemmel insanlar doğaçlamasının kokteyl parti formatları içinde sunumu.
* Yönlendiricili doğaçlamaların çeşitlemesi olan düşler.
İlk gösteride, yazar Jean-Claude van Ittalie' nin yapısını oluşturduğu iki oyun da yer almıştır: The Odets Kitchen ( Odetlerin Mutfağı) veAn Airplane: Its Passengers and Its Ponent ( Uçak: Yolcuları ve Onun Mucizesi ) Uçak, makina, odaklaşma, dönüştürme, ses-hareket ve katalizör gibi doğaçlamalardan yararlanılarak oluşturulmuştur.
Programda son olarak, Megan Terry'nin toplulukla dönüştürme doğaçlamaları çalışırken yazdığı Eat at Joe 's (Joe'de Yemek Yemek) yer alır.
İzleyici ile buluşma kimi zaman Chaikin'ın, kimi zaman ise Peter Feldman, Megan Terry, John Coe, Jacques Levy gibi sanatçıların liderliğinde sürdürüldü. Gerçekleştirilen gösteriler, ya o zamana kadar yapılan doğaçlamaların sergilenmesi ya da ele alınan bir metnin geliştirilen doğaçlamalarla sunumuydu.
The Serpent (Yılan)
Chaikin'ın 1968 yılında 'the Open Theatre' ile birlikte gerçekleştirdiği en yetkin sanatsal çalışma oldu.
1967 yılı sonbaharında Chaikin, daha yoğun bir çalışma içine girerek ilk olarak baştan sona bir oyun üzerinde yoğunlaştı. Grotowski gibi mitsel malzemeye, dini materyallere yönelerek bir yıl gibi uzun bir zaman diliminde 'yaradılış' konusu ele alınıp doğaçlamalarla sorgulandı. Topluluk üyesi yazar Jean-Claude van Itallie de doğaçlamalara malzeme hazırlayarak yardımcı oldu. Sonuçta bu çalışmalar ışığındaYılan metnini yazdı. Takım çalışması ürünü olan bu oyun için yapılan doğaçlamaların temelinde, ortak bir dil yakalamak ve ortak referans noktaları bulmak vardır. Chaikin özellikle içsel-dışsal ikiliği üzerinde yoğunlaşarak ilginç sentezlere ulaşmıştır. Jerzy Grotowski'nin de çalışmalara önemli katkısı olmuştur. Grotowski'nin Apocolvpsis gösterisi de İncil'den yola çıkılarak oluşturulduğu için konuya yakın olan Grotowski, topluluğu ziyaret ederek, psiko-fiziksel temrinler üzerinde çalışmış ve bu oyunda bu doğaçlamaların yoğun olarak kullanılmasını sağlamıştır.
Gösteri kadrosunun ağırlıklı bölümünü topluluğa yeni katılan oyuncular oluşturmuştur. Chaikin, böyle bir proje için deneyimsiz, daha açık, fiziksel ve ruhsal olarak değişebilir ve risk almaktan çekinmeyen gençlerle çalışmanın daha yaratıcı sonuçlar getireceğine inanır. Ancak süreç içinde 'the Open Theatre'ın eski elemanlarına da gereksinim duymuş ve eskilerle yenilerin birlikteliğinden oluşan bir çalışma topluluğu oluşturmuştur. Çalışmaya öncelikle oyuncuların yoğun bir eğitim süzgecinden geçmesini öngörerek, ilk kez bu gösteri için, sanatı destekleme fonundan maddi destek sağlayarak, profesyonel sanatçılarla anlaşmalar yapmıştır. Ses ve konuşma Kristin Linkletter, hareket ve dans Joseph Schlichter-, oyunculuk PeterKass, yoga Svvami Satchidananda ve şan Richard Peasless tarafından çalıştırılmıştır. Bu çalışmalar topluluğun Grotowski yöntemi ile kazandığı fiziksel becerilerin artmasını ve daha önce yapılan çalışmaların sağlıklı olarak gözden geçirilmesini getirmiştir.
Yılan, Kutsal Kitap'tan yola çıkılarak oluşturulmuştur. însanın i!k itaatsizliği, Tevrat'dan pasajlar, oyuncuların hazırladığı özgeçmişler ve Başkan Kennedy ile Martin Luter King'e suikast gibi dehşet uyandıran çağdaş imgeler kullanılarak, çağımızda yaygın hale gelen suçlar sergilenmiş ve bu yolla izleyiciyi sarsmak hedeflenmiştir.
Chaikin oyundaki amaçlarının, bilinen bir öykünün tekrar ele alınışı ile yaşanan rezaletlerin tümünün tekrar gözler önüne getirilerek, tartışılması ve üstünde yeniden düşünülmesini sağlamak olduğunu belirtir. Bu nedenle, oyun metninde 'yaradılış' ve 'ilk günah' gibi anlatıların yanısıra bu düşünceleri reddeden görüşler de yer almıştır. Topluluk bu çalışma ile belirtilen düşünceyi reddedenlerin bile yaptıkları tercihlerin temelinde, Kutsal Kitap'ta yer alan yaratılma ve cezalandırılma mitlerinin yattığını keşfetmiştir-- Bu mitleri kanıtlamak ya da saldırmak yerine mitlerin gücü ve yaşamımızla ilişkileri sorgulanmıştır.
Yılan çok yönlü tartışmalarla ve Chaikin'ın her çalışmasında belirleyici yöntem olan tartışmalanndoğaçlamalarlacanlandırılmasıtemelindeelealınmıştır.
Bu gösteri için topluluk öncelikle İsa'nın 15-30 yaş arasındaki dönemi üzerine doğaçlamalar yapmıştır. Chaikin özellikle bu dönem üzerinde durur, çünkü bu döneme ilişkin hiç belge bulunmamaktadır. Doğaçlamalarla nasıl isyancı, sosyal anarşist, moralist ve mistik olunabileceği keşfedilmeye çalışılır. Bu dönem çözümlenince, yaradılış üzerine doğaçlamalara geçilir. Cennet Bahçesi'nde nasıl bir yaşam olabileceği tartışılır. Adem'in çevresinde bulunan düşsel hayvanlar doğaçlanır. Adem'in bu hayvanlarla ve Tanrı ile ilişkisinin nasıl olabileceği, uyanıp Havva'yı gördüğünde tavrının ne olabileceği üzerinde durulmuştur; Korku, heyecan ya da başka tepki mi? Havva'ya da hayvanlara yaklaştığı gibi mi yaklaşır, yoksa farklı olduğunu anlayıp özel bir ilişki mi geliştirir? Eğer özel ilişki kurarsa bu hangi açıdan özel olabilir?...vb. çeşitli tartışmalar yaratılarak konu incelenmiştir.
Sonuçta Cennet Bahçesi sahnesi bir grup oyuncunun sahnede belirli hareketleriyle (bunlar binlerce hareket içinden dikkatle seçilmişti) başlatılır. Chaikin bu çalışma için şunları yazmıştır:
"Hiçbirimİ!. Cennet Bahçesi'n.in varlığına ya da olabileceğine inanmıyordıık. Aına o kesinlikle anılanmız.da yaşıyordu. Bizim için birlikîe soluk alıp veren ya.ratıkların bir araya gelmesi ve canlı tasarlanmış bir dünyanın oluşturulması önemliydr.
Doğaçlamalarla tartışmaya açılan bir diğer konu ise Tanrı "Siz Çıplaksınız" diyorsa bu çıplaklığın ne ifade ettiği, nasıl hissedildiğini keşfetme üzerineydi. Bu noktada Schlichter devreye girerek oyuncularla çıplaklık üzerine çalışır. Her oyuncu ilk erkek ve ilk kadın olarak görünümünün ne olabileceği ve cinselliği ilk keşfin nasıl olacağı üzerinde denemeler yapar. Daha sonra ise yılan imgesini yaratmaya yönelinir. Uzun denemeler sonunda Yılan ilginç bir biçimde oluşturulur. Beş oyuncu birlikte Yılan'ı yansılar ve öylesine bir birliktelik sağlanır ki kimin ağaç, kimin dal ya da kimin hareket eden Yılan olduğu belli değildir. Sürekli bir devinim vardır. Bu görüntü Havva'nın hayranlığını uyandırır:
" Havva gelip Yılan'a bakar.
Yılan   : Evet sen ağacı yemekten başka her şeyi yapabilirsin. Havva  :Evet, hatta ona dokunmama bile izin yok.
Yılan    : Eğer dokunursan ne olur?
Havva   :Adem ölebileceğimi söyledi.
Yılan    : Sakın dokunma...dokunma...ona dokunma! Sonra Yılan, Havva'ya dokunmasını önerir. Havva ağaca yaklaşır, Yılan ağaçtan elma alıp Havva'ya dokundurur.
Yılan    :Ölümüsün?
Havva   : Bilmiyorum.
Yılan    : Öyleyse ölü değilsin! Şimdi ona dokundun ölü değilsin, neden onu yemiyorsun?
Havva   : Buradan, bu bahçeden ve Adem'den vazgeçmem gerekebilir,
Yılan    : Evet doğru... vazgeçmen gerekebilir. Ama elmayı yeseydin bunlar yerine ne olabileceğini bilmiyorsun.
Havva   : Tüm bunlardan vazgeçmek istemiyorum.
         Yılan    : Yememelisin. bu doğru...bunlardan vazgeçmemen gerektiğini düşünüyorsun... ama orada nasıl başka dünyalar olabileceğini bilmiyorsun...  bu bahçe... bütün çiçekler...bütün hayvanlar...sadece bir zamanlar hayal edildi. Havva'da ne yapmasının doğru ya da yanlış olabileceği sorusu oluşur.
Yılan    : Ne istiyorsan yapmalısın.
Havva   : Eğer sizi değil de Tanrı'yı dinlemek istersem ne olur?
Havva bunu söyler söylemez Yılan tartışmayı kazanır; Havva yapmak istediğini yapacaktır. Kendi iradesini kullanacaktır. Havva elmayı alır. Artık net bir seçeneği vardır. Elmayı aldığı anda Tanrı emrine karşı gelmiş olur. Mite göre bu aynı zamanda bahçenin    dağılması    ve    Adem    ile    insanlığın   cezalandırılmasının gerçekleştirilmesidir.
Gösteride Havva'nın elmayı yemesi kendinden geçiren bir coşkunlukla verilmiştir: Havva elmadan bir iki defa ısırır, bu deneyimin tadını çıkarır. Bütün oyuncular coşkuyla yılan biçimini alır, sonra Yılan ayrılır ve herkes sepetten aldığı elmaları yer. Bu elmalardan seyircilere de dağıtırlar. Adem ise elmayı ısırdığında bunu yutamaz ama tüküremez de. Tanrı'nın Adem ile konuşması, Adem kollarından yukarı doğru çekilerek verilmiştir.
Tanrı'nın insanoğlunu cezalandırdığı bu noktada, topluluk cezaların nereden geldiği, nasıl cezalandırıldıkları ve cezanın ne olduğunu bulmak için doğaçlamalar yapar. Bu anlamda ceza sonsuza kadar devam eden ve yerine başka bir şey konamayan veya değiştirilemeyen bir şeydir Topluluk kitlenmenin, belirlenmenin ve değiştirilemezin üzerine gider. Sonuçta Tanrı, insan imgesiyle ele alınıp, oyuncuların içinde olan psikolojik bastırma sesiyle verilir. Tanrı'nın cezalan ise grotesk, çarpıtılmış fiziksel tavırlarla ifade edilir. Bu simgesel "belirlenmiş hareketler" oyunda baştan sona yinelenmelerle verilmiştir.
Habil ile Kabil sahnesinde, Kabil kardeşini öldürmek istiyor ama bu isteğin kardeşini yok edeceğini bilmiyor. Ayrıca, onu nasıl öldürebileceğini de bilmiyor. Uyumakta olan Habil'i kaldırıp elleriyle doğruyor. Habil soluksuz kalınca, paniğe kapılıp, tekrar soluk almasını sağlamak için onu ayağa kaldırmayı deniyor, Habil'in yeniden yaşama dönmesini istiyor. Bu sahne sonunda Habil ile Kabil seyirciye doğu yürüyerek salonu terk eder Kabil'in Habil'i öldürmesi ve Kennedy ile Martin Luther King"in suikastları gibi sahneler aynı 'ilkel cinayetler' ile ifade edilmiştir. Bu olumsuz bölümlere karşılık olarak, kurtulma anlarında ise bilinçaltının uyandırılması gibi sahneler kullanılmıştır. Bunlar da oyuncuların izleyiciye yönelerek onlarla kucaklaşması veya ilk cinselliğin keşfi ile verilmiştir.
Yılan gösterisi sekiz epizottan oluşmuştur. însanlığın yaradılışı ve aldanışını anlatan bu çalışma Havva'nın yaratılışıyla başlayıp, Adem'in soyunun ilk üyelerinin doğmasıyla biter. Her sahne oyuncunun bedensel anlatım olanaklarına dayanılarak oluşturulur. Elma ve çeşitli ilkel müzik aletlerinden başka hiç bir aksesuar ya da dekor kullanılmamıştır. Oyuncular imgeleri, ( Brook'un "tiyatro makinası" gibi ) Artaud tiyatrosundaki kurban edilme anlamında yaratmışlardır. Adem, Havva'nın oluşması ile kendisinin benzerinin yaratıldığını görür, ilk defa aralarındaki farklılığı keşfeder; Yılan beş oyuncu tarafından oluşturulur, Havva ile çeşitli düzeylerde konuşmalarla onu etkiler; Kabil'in Habil'i öldürme girişimi bilinenin dışındadır; Adem'in soyundan oluşan insanda kadının çocuklu olması, sonra cesurca tavır değiştirip, doğuma geçilmesi... Bütün bu anlamlı, hayret uyandıran güzel imgeler oyuncuların yoğun çalışma sonunda ulaştıkları yaratıcılığın kanıtlandır.
Çalışma sürecine tiyatro konusunda otorite olarak kabul edilen Joseph Campbell, Susan Sontag ve Paul Goodman izleyici olarak katılarak, eleştirileri ile desteklemişlerdir.
Chaikin Yılan ile tamamen yeni bir denemeye girişmenin kendisini olduğu kadar oyuncuları da olumlu anlamda etkilediğini söyler. Haftanın dört günü, dörder saat çalışma ile birbirine karşı saygılı ve destekleyici olup, ütopik sayılabilecek bir birliktelik oluşturmayı başarmışlardır. Her oyuncu cesaret gerektiren denemelere girişmiş, kişisel zorlukların üstesinden gelmeye çaba harcamış ve riskler alarak kendilerini aşma yolunda adımlar atmıştır.
Yazar van Itallie, gerçekleştirilen bütün doğaçlamalar sonucu oluşan metni, gösteriye hazır hale getirmiştir. Chaikin'ın 'tiyatroda yaşanan her gecenin farklı olması' ilkesine dayanarak, metni oynanma sırasında oyuncuların yaratıcılıklarına olanak verecek biçimde düzenlemiştir.
Ancak, gösteri hazırlıkları başladığında herkeste 'korku' duygusu hakim olmaya başlar. Bu duygu adım, adım gelişerek ilerler ve sonuçta gösteriyi de etkiler. Her gösteri -izleyicinin beğenisine rağmen- bu hayal kırıklığını doğrular nitelikte gerçekleşir. Daha sonra Beck'lerin de etkilemeleri sonucu Avrupa turnesine çıkma kararı alınır. Turne için çeşitli destekler sağlanır. Avrupa turnesine çıkıldığında da zorluklar sürer. Yaşanan olumsuzluklar oyuncuların birbiriyle ve van Itallie ile ilişkilerine de yansır. Her tür ilerleme durur. Chaikin'ın deyimi ile herkeste 'ihanet duygusu' vardır ve bir biçimde birbirlerine ihanet etmişlerdir. Turne dönüşü bir daha Yılan'ın oynanmaması kararı alınır. Zamanla bir biçimde bu zor süreç atlatılır. Topluluktan üç oyuncunun birden ayrılmasına rağmen, kalanlarla Yılan en baştan ele alınır; malzemeye yaklaşım ve seyirciye yaklaşım tekrar tekrar denenir. Yeni doğaçlamalar yapılır. Bu yeni çalışma ile oyuncuların birbirleriyle ve oyunla ilişkileri yeniden keşfedilir. Toplu yoğunlaşma sonucu oyuna yeni bir biçim verme başarı ile gerçekleştirilir.
1968 yılı Ocak ayından, 1972 kış aylarına kadar süren bu çalışmada Chaikin'a göre hala çözümlenememiş birçok yan bulunmaktadır. Yine de Chaikin, Yılan gösterisini, sorunların çözümlenmiş gibi göründüğü en iddialı çalışma olarak görür.




Yorumlar

Popüler Yayınlar