Takım Ruhunu Pekiştirici Doğaçlamalar: Joseph Chaikin
Joseph Chaikin için tiyatro yapmanın asal koşulu
oyuncunun eğitimidir. Bu nedenle deneyimli oyunculardan oluşturduğu 'the Open
Theatre' topluluğu ile 1963-1973 yılları arasında oyuncu eğitimi üzerinde çalışmıştır.
Chaikin, toplulukla birlikte olduğu on yıl süresince,
topluluk elemanları ile birlikte yeni doğaçlama teknikleri oluşturmuştur.
Oluşturulan yeni tekniklerin yanı sıra Viola Spolin, Jerzy Grotowski, Peter
Feldman, Richard Gilman, Lee Worley gibi sanatçılardan da temrinler alınmıştır.
Ayrıca, topluluk deneyimli oyunculardan oluştuğu için, her bir topluluk üyesi
daha önceden öğrenmiş olduğu çalışmatekniklerini diğerlerine
öğretmekle yükümlüydü. Bu uygulama sonucu bir çok farklı teknik denenebilmiştir.
Resmi ve ticari tiyatrolara karşı olan Chaikin, bu
tiyatrolardaki aksaklığın bir nedeninin de eğitim sisteminden kaynaklandığına
inanır. Eğitim kurumlarında Stanislavski sistemi öğretilir ama bu öğretilen
sistem eğitimciden eğitimciye değişir. Çünkü her eğitimci bu sistemi kendi
algıladığı biçimde, kendi yöntemleriyle öğrencilerine aktarır.
Stanislavski'nin İngilizceye çevrilmiş bütün
kitaplarını okuduğunu belirten Chaikin Stanislavski'nin okul çalışmaları ile
tiyatro çalışmalarını, yani teorisi ile pratiğini birbirinden ayıramadığını
belirtir. Chaikin aldığı Stanislavski eğitiminden de yola çıkarak Stanislavski
sistemi öğretiminin aksaklıklarını şu şekilde belirlemiştir:
1. Amaçların, eylemlerin ve engellerin prensipleri; bu
teknik, oyuncunun canlandıracağı karakteri ve koşulları oluşturmasına yardımcı
olur.
a. Oyundaki genel amaç,
b. Amacı ortaya çıkarmada olması gereken dramatik
aksiyon,
c. Amaca ulaşmada karşılaşılan engeller.
Oyuncu adayları bu dizgeyi izleyerek, her sahnenin
merkezini oluşturan dramatik çatışmayı bulmayı öğrenir. Oyuncu bu dizgeyi iyi
anlamışsa uygulamada da başarı gösterir. Ama bu dizge iyi öğrenilemediğinde
engel olarak kalır ve doğal olarak oyunculukta aksamalar görülür.
2. Dikkatin odaklanması ve duygu belleği; çalışmada
vurgu, konsantrasyon ve vücudun gevşetilmesindedir. Metin önemli değildir,
önemli olan oyuncunun o anki duygusunu göstermesidir. Psikoterapi benzeri
doğaçlamalar özgürce kullanılır.
Burada sorun, bazı oyuncuların bu yöntemle
oyunculukları gelişirken, bazılarının iyice umutsuzluğa düşmelerine neden
olunmasıdır.
Chaikin'ın bu noktada asıl karşı çıktığı konu,
oyuncuların bireysel olarak oynamaya hazırlanmaları ama birlikte/toplu deneyime
karşı tamamen hazırlıksız bırakılmalarıdır.
3. Metnin mantıksal analizi; metnin
her anı karakter ve durumlara göre analiz edilir. Elde edilen sonuçlar oynayan
oyuncu, yönetmen ve seyirci gözönünde bulundurulmadan hep aynı kalır.
4. Telkin; eğitimci doğrudan
değerlendirmede bulunmaz ama 'telkinleri' oyuncuya bir çeşit manevi kan
nakli verilmesi gibidir.
Her eğitimci kullandığı tekniğin çağdaş olsun, klasik
olsun her türlü malzemeye, döneme ve üsluba uygun olduğunu savunur. Bu nedenle
herkesi sürekli olarak tek sorunun, bu bakışı anlama ve uygulama olduğuna
inandırmak ister.
Chaikin'in bu eğitim yönteminde yaşadığı en büyük
hayal kırıklığı ise hocalarının önceden belirlenmiş ama kesin sınırları olmayan
bu yöntemi kabul etmeleri ve bu konudaki memnuniyetleridir.
Sonuç olarak Chaikin'in Stanislavski sistemi
öğretimine karşı çıkışının temellerini bir kaç noktada toplayabiliriz: Öncelikle
eğitimci-öğrenci arasında özel ilişki geliştirme gerekliliğine karşı
çıkmaktadır. Çünkü bu sistemde ancak eğitimcinin kendini adadığı, belirlenmiş
öğrenciler 'içsel gerçeğe' hocalarının özel yöntemlerine kendilerini
bırakırlarsa ulaşabilmektedirler. Bireysellik ön plandadır. Takım ruhu içinde
yaratı yerine tek tek bireylerin gelişimi, oyuna yoğunlaşmaları vardır. En
önemli sorun ise tamamlanmışlıkta, tek sonuca ulaşmada yatmaktadır. Çalışma
sürecinde saptananlar kalıcı olur. Sürekli gelişim yoktur. Oyuncu, yönetmen ve
seyirci etmenleri gözönünde bulundurulmaz. Çalışma koşullarındaki etmenler
sabitlenir ve her yerde, her koşulda hiç değiştirilmeden, aynı biçimde
yinelenir. Chaikin saptadığı bu aksaklıkların önüne geçmek için 'the Open
Theatre' topluluğunun çalışmalarına birbirinden çok farklı yöntemlerle çalışan,
hatta pek çok defa da kendi tiyatro anlayışına karşı bir çok sanatçıyı
çağırmıştır.
Sürekli yapılan doğaçlama çalışmalarının topluluğun
gelişiminde önemli bir yeri vardır. Bu çalışmalar bilinen yöntemlerin
kalıplarının yıkılmasını, bedenin hareket esnekliği kazanmasını, yaratıcılığın
önünün açılmasını ve duyuların gelişimini sağlamıştır.
Zamanla çalışmalardan yararlı bulunanlar kalıcı olmuş
ve topluluğa yeni katılanlara eski üyeler tarafından aktarılmıştır.
Chaikin, her grubun kendine özgü kalıcı temrinleri
olduğunu ve bunların anlatılmaz, başkalarınca aynen yinelenemez olduğuna
inanır.
"Tüm hazır sistemler başarısız oldu. Süreç
dinamiktir ve gelişim çalışma sırasında belirlenir. Başkalarından ipucu
edinebiliriz ama bizim kendi kültürümüz, duyarlılığımız ve estetiğimiz bizi
tamamen yeni bir çeşit ifadeye ulaştırır .
Chaikin'ın 'the Open Theatre' topluluğu ile
geliştirdiği başlıca doğaçlamalar, ses ve hareket doğaçlamaları, içsel-dışsal
doğaçlamalar, dönüştürme ve toplu dinamizmdir.
Topluluk bu doğaçlamalar sayesinde kendine özgü bir
biçem yaratmayı başarmıştır. Robert Pasolli'nin A Book on the Open
Theatre kitabında ayrıntılı olarak yer verdiği doğaçlamalar şunlardır:
Ses ve Hareket Tekniği:
Topluluğun temel anlatım biçimi olarak kullandığı bu
doğaçlama ile gerçekçi tiyatronun kalıplarını kırmada ilk adım atılmış oldu.
Oyuncular bu teknik sayesinde ne yaparlarsa yapsınlar fiziksel
malzemelerini önplanda tutmayı başardılar.
Chaikin, Nola Chilton' un Silah İnsanları temrininden
yola çıkarak oluşturduğu, bu doğaçlamayı oyuncuların birbirlerine olan fiziksel
uyumlarını geliştirmek için kullanmıştır. Temel amaç, oyuncuların birbirine
enerji aktarımı ve kinetik malzemenin iletilmesidir. Vurgu, biraraya gelen
oyuncuların dramatik olay yaratması ve aynı mekanda aynı kinetik malzeme ile
katılmalarındadır. Kinetikle Chaikin'ın kastettiği ses ve bedendir. Bu
doğaçlama için, oyuncular iki gruba ayrılır. Gruplar birbirinden biraz uzakta,
karşılıklı oturur. Birinci gruptan bir oyuncu bir ses ve hareket başlatır,bunu
bir süre sürdürür daha sonra karşı gruptan birine yönelir. Karşı grupta
kendisine yönelindiğini anlayan oyuncu ayağa kalkıp aynı ses ve hareketi
yineleyerek ortaya ilerler ve ortada diğer oyuncu ile buluşur. Bir süre
birlikte ses ve hareketi yaparlar, daha sonra birinci oyuncu ikinci
oyuncunun yerine oturur. Şimdi sıra ikinci oyuncudadır. Verilen ses ve hareketi
minimal ya da radikal değişikliklerle başka bir şeye dönüştürür ve başka bir
oyuncuya yönelir. Çalışma son oyuncuya aktarılana kadar sürdürülür.
Bu doğaçlamada önemli olan verilen ses ve hareketi
sanki başka hiç bir şey bilinmiyormuş ve tek anlaşma biçimi oymuşçasına almak
gerekliliği ve alınandan yola çıkarak yeni bir ses ve hareket oluşturmaktır.
Tüm bunlar yapılırken güzel görünmeye çalışmak hata, özgünlük ise esastır.
Ses ve hareket doğaçlamasının bir çok çeşitlemesi
geliştirilmiştir. Topluluk bu çalışmayı eğitim amaçlı yapmasına rağmen nadiren
de olsa konuşmalar ekleyip, doğaçlama gösteriler oluşturup izleyiciye de
sunmuştur.
İçsel-Dışsal: Birlikte çalışma tekniğinin oluşturulması
açısından yararlı olan bir doğaçlamadır. Chaikin çalışmalarının büyük bir
kısmında karakterler arası içsel dinamizm üzerine yoğunlaşmıştır Chaikin'a göre
içsel kaynaklı ani hareketler, karakterin dış ilişkilerini besler. içsel olan
dışta görünen hareketlerin alt metnidir. Buna yönelik geliştirilen doğaçlamalardan
biri, iç yönelişle dış yönelişin iki ayrı grup tarafından aynı anda
oynanmasıdır.
Bu çalışmadan yola çıkan topluluk elemanı, yazar
Jean-Claude van Ittalie, Interwiev (Görüşme) adlı gösterisini
grupta birlikte oluşturmuştur.
Chaikin, kendi geliştirdiği doğaçlamaların yanı sıra
Viola Spolin. Jerzy Grotowski, Joseph Schlichter gibi sanatçılardan da
doğaçlamalar alarak denemeler yapmıştır. Zaman içinde bu doğaçlamalardan
bazıları kalıcı olmuş, bazıları ise yeni biçimlere dönüştürülmüştür.
Chaikin, 1963 yılında Spolin' in 'Second City
Topluluğu'nda çalışırken burada gördüğü Uzamda Yürüme, Havaya Dokunma,
Alma ve Verme, Nesneye Biçim Verme, imgesel Nesne, Makina, Odaklaşma, Aynave Dönüştürme. doğaçlamalarını
geliştirerek kendi topluluğunda uygulamıştır:
Uzamda Yürüme: Çalışmanın amacı oyuncunun içinde bulunduğu
uzamın farkına varması ve bu uzamda kendini varedebilmesidir. Oyuncular mekanda
yürümeye başlarlar. Konsantreleri, içinde bulundukları uzama ve uzamda yer
kaplayan bedenlerine yoğunlaşır. Bedenlerinin her parçasını, sırayla tek tek
hissetmeleri istenerek duyarlılıkları güçlendirilmeye çalışılır. Uzamın
özellikleri değiştirilerek (hava, yağ, balon, köpük vb.) hareket etme
olanakları çeşitlendirilir.
Havaya Dokunma: Uzamda, kaplanan alanın farkına varma bu çalışma
ile pekiştirilir. Oyuncular havaya dokunup havada iz bırakırlar. Bedenlerinin
farklı bölümlerini kullanarak havaya şekil verirler.
Alma ve Verme: İmgesel bir top kullanılarak (deniz topu, cam
fanus, balon vb.) oyuncuların birbirleriyle alış-verişi geliştirilir. Atılırken
ağır olan top yakalanırken değişip hafifleyebilir, buna yakalayanın karar
vermesi istenir.
Nesneye Biçim Verme: Daire biçiminde oturan oyunculardan biri,
imgesel bir nesneye biçim vererek, yanındakine verir. Nesneyi alan bunun ne
olduğunu anlayıp, değiştirerek yanındaki diğer oyuncuya verir.
İmgesel Nesne: Bu çalışmanın nesneye biçim vermeden farkı, ele
alınan imgesel nesnenin bir süre kullanılmasıdır. Nesne kullanılarak keşfedilir
ve sonra diğerine verilir.
Makine: Bir oyuncu ses veya hareketle ya da ikisiyle
birlikte bir makine parçası oluşturur. Bu makinenin ne olduğunu anlayan diğer
oyuncular makineye birer birer eklemlenerek bütünü oluştururlar. Bu çalışmada
dikkat edilmesi gereken konu, var olmayan yeni bir şeyin oluşturulması yerine,
herkes tarafından bilinen bir makineyi oluşturmaktır.
Odaklaşma: Aynı anda iki, üç ya da dört hareketli doğaçlama
sahnesi birarada oluşturulur. Oyuncular, hazırladıkları sahneyi doğaçlamayı
sürdürürken, arkalarındaki veya önlerindeki sahnenin izlenmesini sağlamaya
çalışırlar. Dikkatin odaklanması istenen sahne, normal ses ve hareketlerle
sürerken, diğer oyuncular, oyunlarını yavaşlatılmış olarak sürdürür. Dikkat
sürekli sahneden sahneye kaydırılır. Bu çalışma ile oyuncuların çevrelerine olan
ilgileri geliştirilmeye çalışılır. Bir yandan kendi oyunlarını sürdüren
oyuncular diğer yandan da çevrelerindeki sahneleri izlemeyi öğrenirler.
Ayna: Partnerli yapılan bu çalışmada, oyuncular,
aralarında ayna varmış gibi birbirlerinin parmak uçlarına dokunarak çalışırlar.
Oyunculardan biri gerçek görüntü olurken diğeri onun aynadaki yansısı olur.
Gerçek görüntü ne yaparsa diğeri onu yansılar. Bu çalışmanın ilerleyen
aşamalarında normal, grotesk karşıtlığı kullanılır. Oyunculardan
biri günlük hareketlerini yaparken diğeri bu hareketleri deforme ederek
yansıtır.
Dönüştürme: Doğaçlanan şeyin doğaçlama sırasında başka
imgelere dönüştürülmesidir. Örneğin, kavga etmekte olan iki kardeşten güçlü ve
baskın olan yılana dönüşürken, diğer kardeşin güçsüz ve pasif bir hayvana
dönüşmesi. Çalışmada gelişime açık olmak, iç güdüleri izlemek, oluşturulmuş
koşulların dışına çıkmak, olabildiğince özgür davranmak, partnerdeki değişim ne
olursa olsun kabullenip, ona katılma yolu bulmak esastır. Dönüştürme temrini
ile oyuncunun bilinçsiz yönelişinin önüne geçilir, oyunun her anında dikkatli
olmaya zorlar, durumları kontrol etme yetisi geliştirilir, oyunculuk biçemleri
ve duygularını kullanma yetisi pekiştirilir, partnere karşı duyarlılık
arttırılır ve çocuksu bir özgürleşme ( bulut, dağ, kral, çimen olunur )
sağlanır.
Dönüştürme, Chaikin'ın en çok kullandığı
doğaçlamalardandır. Bu çalışmadan yola çıkararak bir çok gösteri
gerçekleştirmiştir: Megan Terry'nin yazdığı Sakin 01 Anne ve Serin Kuru
Yerde Sıkıca Kapalı Kal.
Durma ve Başlama: Dönüştürme doğaçlamasında olduğu gibi bu
doğaçlamada da oyuncunun yetisi geliştirilerek, gevşek, yapmacıklı, titiz
olmayan işlerden sıyrılmasına yardımcı olunmaya çalışılır. Ancak dönüştürmeden
farkı, hareketler arasında büyük bir zaman aralığının bırakılmasıdır. Oyuncu,
sadece kendi rolüne konsantre olmak yerine, bütün oyun süresince hazır bekler.
Sahnede olmadığı zaman bile oyununu içsel olarak sürekli canlı tutmak
durumundadır. Oyuncular sahnenin yanlarına sıralanıp, oyuncu olarak otururlar.
Rolü gelen ayağa kalkıp karaktere bürünür ve rolünü oynar. Rolü bitince, tekrar
sıra kendisine gelene kadar, rol kişiliğini bırakıp, yine kendi kişiliğine
bürünüp yerine oturur. Bu doğaçlama oyuncunun sıfır noktasından doruğa ulaşma
yeteneğinin gelişmesine de yardımcı olur. Chaikin bu doğaçlamayı iki farklı
açıdan kullanmıştır:
1. Oyuncular sahnede kendileri olarak hareket edip
konuşurken, aralarından biri, bir sahneyi doğaçlamaya başlar, diğerleri ona
katılır. Amaca ulaşılınca içlerinden biri rolü bırakır, diğerleri de bu
değişimi kavrayıp ona katılırlar. Bu durumda, hemen, bir diğeri başka bir durum
ve değişik karakter yaratır, diğerleri de hemen olaya girerler.
2. Bu açıda oyunun aynısını (suretini) sürdürmek
önemlidir. Oyuncular otururlar, bir tema belirlenir. Doğaçlamayı yönlendiren,
bazı oyuncuları sahneye çağırarak gelenlerle ilk sahneyi başlatır. Bir süre
sonra oyuncular dururlar ve yerlerine gidip, otururlar. Bir süre donulur sonra
diğerleri aynı oyunun bir sonraki sahnesini doğaçlamaya geçer. Duygusal gelişim
-doruğa ulaşma- oyun süresince sürekli olarak aynı kişi tarafından oynanmadığı
için oyuncular bu süreçleri içsel olarak sürdürürler.
Takım Ruhunu Pekiştirici Temrinler:
Birlikte Soluk Alma ve Konuşma: Bir grup oyuncu
yan yana dizilir, birlikte rahatlayıp bir uyum oluşturmaya çalışılır. Grup
dışından biri onlara basit sorular yöneltir. Oyuncular sırayla soruları
yanıtlarlar, Yanıtlama sırasında uyumu bozmamak ( başkası konuşurken durmak,
aynı tonu yakalamak vb.) esastır.
Oluşum: Beş oyuncu kollarını birbirlerine kenetleyerek
birlikte hareket ederler. Yönlendiricinin olmadığı bu çalışmada, içgüdüsel
hareketlere herkes kendini uyumlandırır.
Daire İçinde Güven: Beş veya sekiz oyuncu bir daire oluşturur.
Aralarından biri dairenin içine girer, ayakları yere sabit, gözleri kapalı,
kendini serbest bırakır. Daireyi oluşturanlar arkadaşlarını düşürmeden daire
içinde hareket ettirirler. Konsantrasyon ve birliktelik önemlidir.
Parmaklarla Dokunarak Güven: Oyuncular birer partner
seçer, ikiliden biri gözlerini kapatıp, kendini arkadaşı ile kurduğu parmak
teması ile yönlendirilmeye bırakır. Yönlendirici olan parmak temasını bozmadan
partnerine farklı hareketler yaptırır; hızlandırır, dizleri üzerine çökmesini
sağlar, yükseltilere çıkartır vb. Konsantrasyon, ritm ve yönelişlerin
önem kazandığı bu çalışmayla oyuncuların birbirlerine güvenleri pekiştirilir.
Göz Kapalı Koşma: Partnerli yapılan bu çalışmada gözleri açık
olan, gözleri kapalı olanı bir eli ile sıkıca tutar ve bu pozisyonda
koşabildiğince hızlı koşar. Gözü kapalı olanın buna uyum sağlaması beklenir.
Orkestra: Oyuncular yarım ay biçiminde sıralanır, biri
karşılarına geçerek şef görevi üstlenir. Şef bedenini kullanarak bir anlatım
oluşturur, grup bu anlatıma sesle katılarak enstrüman görevi görür. Aynı
çalışma şefin ses çıkarması ve grubun ona hareketle eşlik etmesi ile de
yapılır.
Daire İçinde Yönlendirilme: Oyuncular daire oluşturacak
biçimde sıralanır. Biri daire içine girerek lider görevi üstlenir. Lider
hareket ve ses kullanır, grup yapılanı yineler. Ritm ve dinamizmin önem
kazandığı bu çalışmada ustalık göstermekten çok duyarlılığın öne çıkması
beklenir.
Düz Çizgide Yönlendirilme: Oyuncular yan yana sıralanır,
lider ortada veya sonda olabilir. Liderin yaptığı her şey herkes tarafından
taklit edilir.
Karışıklıkta Yönlendirilme: Oyuncular ayakta ya da
oturuyor durumda serbestçe hareket ederler. Lider gruptan birinin adını söyler,
diğer oyuncular adı söylenenin hareketini kendi hareketlerine ekleyerek,
hareketlerini sürdürürler.
Yönlendiricisiz Yönelim: Gerçekleştirilmesi zor olan bu
doğaçlamada oyunculara yönlendirici birinin olmadığı hatırlatılır. Belirli bir
yönlendirici olmadığı için herkes çalışmayı yönlendirebilir. Oyuncular farklı
hareketleri birlikte gerçekleştirirler. Hareketin kimden geleceği bilinmediği
için herkesin birbirini iyi izlemesi gereklidir.
Doğaçlamada Yönlendirilme: Chaikin'ın oluşturduğu önemli
doğaçlamalardan biridir. îki, üç ya da dört oyuncu basit bir konu belirleyip
doğaçlama sahnesi hazırlarlar. Grup dışından biri -sahne dışından- kullandığı
ses ve hareketlerle sahneyi belirler. Sahnedekiler yönlendiriciye şans
tanıyacak hızda hareket ederler.
Bu doğaçlamanın ilerleyen aşamalarında iki ayrı
yönlendirici, sahnedeki iki ayrı oyuncuyu belirler. Bazen de yönlendirici
sahnede görev alan oyunculardan biri olabilir.
Uyum; Oyuncular daire biçiminde dizilirler. Biri
ellerini sağında ve solunda bulunanların omuzlarına koyarken, yanında
bulunanlar da ellerini yanlarındakilerin bellerine koyarlar. Bu biçimde
sıralanan oyuncular gözlerini kapatıp, kendilerinin ve diğerlerinin soluk
alış-verişlerini dinlerler. Sesler duyulup, hissedilmeye çalışılır. Daha sonra
duyulan sesler yinelenir. Sesler vızıltıya, uğultuya dönüşebilir, başlayıp
bitebilir. Bu doğaçlamada hedef, birliktelik ve oluşturulan bütünün bir parçası
olabilmektir.
Chaikin,
oyuncuları sürekli uyanık olmaya yöneltecek, geleneksel oyunculuğun karakter
oluşturmadaki kolaycılığına düşmeden, canlılığı koruyacak doğaçlamalar
üretmiştir.Bu doğaçlamalardan bazı örnekler:
Görmezden Gelinen Hareketler: Her oyuncunun özgür katılımına
olanak veren bu doğaçlamada, süregiden bir olayın akışı içinde, hiç umulmadık
şeylerin gerçekleşmesi ve bu gelişmelere rağmen, oyuncuların oyunlarını
bozmadan iki farklı durumu da idare edebilmeleri esastır. Örneğin, bir grup
oyuncu - toplantı, parti vb.-bir sosyal olay doğaçlar. Oyuncular, doğaçlamayı
kontrol altına aldıkları zaman, içlerinden biri - yanındakilerin burnunu
çekmek, bayanların eteğinin altına bakmak, omuzdan sarkarak yüze bakmak,
v.b. - beklenmedik tavırlar sergilemeye başlar. Diğer oyuncular tüm bu
beklenmedik şeyler olmuyormuş gibi doğaçlamayı sürdürürler.
Tabu: Bir önceki doğaçlama üzerine temellendirilen bu
çalışmada, belli durumlarda gösterilmesi olanaksız olan tavırların üzerine
gidilir. Örneğin, iki kişi sevişirken biri harcamalardan sözeder; rahip vaaz
verirken tanrıya olan inancını tartışır...
Karşıtlıklar: Brecht'in yadırgatma tekniğine benzeyen bu çalışmada sesle
hareketlerin karşıtlığı kullanılır. Örneğin, neşeli bir melodi ile ıslık çalan
oyuncu, aynı anda yerde kıvranır; birbirine aşk sözcükleri söyleyen çift,
ilgisiz davranışlar sergiler...
Etkiler: Bu doğaçlamayla, geçmişte insanı etkileyen
şeylerin günlük yaşamlarını nasıl belirlediği ortaya çıkartmak hedeflenir.
Etkiler özellikle sözler ve hareketlerle ortaya çıkarılmaya çalışılır.
Topluluğun, Mükemmel İnsanlar adlı
gösterisi bu doğaçlamanın sonucunda oluşturulmuştur.
Yaşam
Biçimleri: Farklı kesimlerden insanların yaşam
biçimlerindeki benzerlikleri ve farklılıkları ele alan bir doğaçlamadır.
Oyuncular belirli bir konuyu üç-dört farklı toplum kesiminden ( zenci, Asyalı,vb.)
kişi olarak doğaçlarlar. Örneğin evlilik teklifi gibi bir konunun ele alınması
durumunda belirli aşamalar oluşturulur: Aşama 1. Erkeğin kızın evine gelmesi;
Aşama 2. Ailenin erkeğe tepkileri; Aşama 3. Kız ve erkeğin yalnız kalma
çabaları; Aşama 4. Yalnız kalınca erkeğin kıza yüzük vererek evlilik teklif
etmesi. Bu aşamalar sırası ile belirlenmiş olan farklı toplum kesimleri
oynanarak ayrı ayrı doğaçlanır.
Sorgulama: Bu doğaçlamada hedef, çatışan tarafların
birbirini anlamasıdır. Örneğin, hakim, sanık , savcı ve tanıklar hayali bir
karenin köşelerine geçerler. Her biri ses, hareket ve jestleri ile sosyal
rolünü oluşturur. Oyuncular bir köşeden diğerine geçerken, kendi rolünü bırakıp
köşesine geçtiği oyuncunun rolünü takınır.
Yarışma: însanların kendilerinin kontrol altına
alınmasına nasıl izin verdiğini ortaya çıkarmayı amaçlayan bir doğaçlamadır.
Düz bir çizgi halinde yan yana sıralanan oyunculardan iki ya da üçü lider olur.
Liderlerin amaçları sıra düzenini korumaktır. Düzeni bozan cezalandırılarak
sıranın sonuna gönderilir. Sıradaki oyunculardan gülen olursa, en başta yer
olan oyuncu onun gülmesini önlemek için her yolu dener, başaramazsa sıranın
sonuna geçer.
Chaikin, sosyal davranışların sorgulandığı bu
doğaçlamalardan sonra, insanın iç dünyasına ve deneyimlerine yönelmiştir. Buna
yönelik birçok doğaçlama geliştirmiştir:
İllüzyon Sahnesi: Oyuncular, iç içe üç tane daire
oluştururlar. En içteki dairede ütopyalar vardır. En dıştaki dairede yaşamın
gerçekliği yer alır. Bunların arasındaki daire ise koridor görevini yapar ve
diğer dairelere geçmek isteyenleri engeller. Oyuncular bu daireler arasında
dolaşırlar. iç dairenin simgelediği barış ve birlikteliğe ulaşmak için şiddet
dolu koridordan geçmeleri gereklidir.
Chaikin, bu doğaçlama ile etkili bir dramatik anlatım
oluşturamadıklarını ancak yine de yaşamdan canlı kesitlerin sunulması ve
düşgücünün geliştirilmesi açısından önemli aşamalar kaydettiklerini belirtir,
The Open Theatre topluluğu, Van Itallie'nin, Picnic in
Spring ( Baharda Piknik ) adlı oyununu bu doğaçlama sonucunda
oluşturmuştur.
Dünyalar: Bu doğaçlamada içsel deneyimlerden yola
çıkılmaktadır. Daha önce de kullanılan ses-hareket doğaçlamaları ile
topluluktan birinin iç dünyası oyuncular tarafından yansılanarak bu kişinin
rahatlatılması amaçlanır. Paranoya, narsisizm, korku. huzur, vb., ruhsal
süreçler doğaçlanır. Örneğin, bir oyuncu doğaçlamayı başlatır. Diğerleri
kendilerine yabancı olan ve içsel olandan kaynaklanan bu duruma katılmayı
denerler, ayrıntıları canlandırırlar. Ancak doğaçlamayı başlatan oyuncunun
yönelişinden farklı bir olaya dönüştürmezler.
Chaikin, bu doğaçlamadan yola çıkarak, The
First Fool ( ilk Aptal ) adlı gösterisini oluşturmuştur. Bu gösteride,
ormanda vahşi bir yaşam süren bir insanın, uygar bir kültüre uyum sağlaması
anlatılmaktadır.
Beklenti: Chaikin'ın araştırdığı konulardan biri de
beklentilerdir. O'na göre oyuncu, insanı tüm karmaşası ile görmeyi
öğrenmelidir. Bunun için psikolojik gerçeklerden yola çıkılır. insan, diğer
insanlara yönelişlerini onlar hakkındaki bilgilerine göre belirler ve bu
yönelişi ile karşısındakinin kendisine yönelik tavrını da belirlemiş olur.
Chaikin, buradan yola çıkarak, oyuncuların seyircileri
hakkında bilgi sahibi olmalarının yaptıkları doğaçlamaları geliştirdiğini
saptamıştır. Topluluk, kendilerini izleyen seyircisine saptadıkları bazı
nitelikler yükleyerek, örneğin, bir grup nazi, melek, aptal vb., denemeler
yapmış ve seyircinin bu kimliklerle oyuna katılımını gerçekleştirmiştir.
Chaikin beklenti üzerine birçok doğaçlama yapısı
oluşturmuştur. Bunlardan biri, bir kaç oyuncunun, diğer oyuncuların karşısında
sıralanması ile başlar. Sıralananlar oyuncu, diğerleri ise seyirci olur.
Oyuncular kendi aralarında seyircinin kimliğine karar verirler. Örneğin, faşist
polis, gizli örgüt üyelerini arıyor. Bu bilgi seyirciden gizli tutulur.
Doğaçlamanın yönlendiricisi oyunculara basit sorular sorar: Adın ne? Nerede
oturuyorsun? vb. Oyuncular bu soruları faşist polis karşısında
sorgulanıyorlarmış gibi yanıtlarlar. Bu tepkileri seyircilerinde üstünlük
duygusu oluşmasına neden olur.
Anlatım: Topluluk karakter üzerine yaptığı çalışmalarda
anlatım doğaçlamasını sıkça kullanmıştır. Bu doğaçlama oyuncunun belli bir sesi
ve/veya hareketi aynı biçimde belirli zaman diliminde belirli aralıklarla
karaktere ait özellikler gibi yinelemesi ile gerçekleştirilir.
Brecht' in 'gestus'u ve Klasik Çin Tiyatrosu'nun
ideogramlarıyla bağlantılı bir doğaçlamadır.
Interview (Görüşme) gösterisinde anlatım doğaçlaması
kullanılmıştır.
Chaikin oyuncuların birbirlerine dokunmada gösterdiği
çekingenliğin önüne geçmek için de bazı doğaçlamalar geliştirmiştir;
Yavaşlatılmış Güreş: Partnerli gerçekleştirilen bu doğaçlamada
yenişme yoktur. İki oyuncu birbirleriyle yavaşlatılmış biçimde mücadele
ederler. Amaç gerginlikte denge bulmaktır. Rakibini yere savuran aynı zamanda
onun yere düşme şiddetini azaltmak için onu tutarak düşmesine yardımcı olur.
Bedenin Soluk Alması: Chaikin bu doğaçlamaya
'varlığının farkında olmak' der. Oyuncular çalışma sonrası dinlenmek için yere
yatarlar. Tüm bedenleri ciğerlerden oluşuyormuşçasına bedenlerini hava ile
doldurup, boşaltırlar. Gerilip rahatlama, yükselip düşme, oturup uzanma gibi
birbirine karşıt hareketler yardımı ile soluk alıp boşaltmayı sürdürürler. Daha
sonra partnerle çalışmaya geçilir. İlki oyuncu birbirine dokunup, aynı ritmi
yakalayarak birlikte soluk alıp verir.
Beden Nabzı: Chaikin, oyuncuların dikkatlerini yaşamla ölüm
arasındaki farka yöneltmelerini ister. Beden kalp gibi düşünülür. Oyuncular
yere oturup farklı nabız atışları hissederler. Daha sonra, partner seçilerek,
soluk alıp verme doğaçlamasında olduğu gibi, partnerle aynı nabız atış ritmi
oluşturulur.
Chaikin, 'the Open Theatre' topluluğu ile birlikte
oluşturduğu doğaçlamaları geliştirmek amacı ile topluluk dışından başka
sanatçıların da toplulukla çalışmalarını desteklemiştir. Peter Feldman bu
sanatçıların başında gelir.
Peter Feldman, Chaikin gibi yeni doğaçlamalar
üretmeyip, Viola Spolin ve Michail Chekhov'un prensipleri ile çalışmıştır. 'The
Open Theatre'ın gelişiminde rol oynayan bu doğaçlamalardan bazı örnekler:
Hava Sahası: Oyuncu bir mekanda yürümeye başlar, giderek
kendisinin ve içinde bulunduğu havanın genişlediğini hisseder. Bir sonraki
aşama bunun tersidir, oyuncu ve hava küçülür, daralır.
Enerji Yaymak: Serbestçe hareket eden oyuncu, göğsünde bir
enerji kaynağı olduğunu varsayar. Enerji giderek tüm bedeni kontrol etmeye başlar.
Baş. saç, göz vb., bedenin her yerine tek tek akar. Oyuncu, enerjinin kendisine
güç verdiğini ve asla onu yalnız bırakmayacağına inanır. Enerji bedenin burun,
sırt vb., farklı yerlerinde hissedilir. Daha sonra bu enerji bedenin dışında,
kömür parçası ya da lokum gibi hissedilir.
Havaya Şekil Verme: Partnerle gerçekleştirilen bu doğaçlamada,
oyuncular bedenlerinin her parçasını kullanarak partnerleri ile aralarındaki
havaya şekil verirler. İlerleyen aşamalarda beden kullanımı ile masa hazırlama,
yatak yapma vb., işler yapılır ve enerji bunlara aktarılır.
Bedene Şekil Verme: Oyuncular üçerli gruplar oluştururlar, Üç
kişiden biri şekilsiz hamur olurken diğer ikisi ona dokunmadan insan şekli
verir. Giderek onu hareketlendirirler. Bu doğaçlamada, enerjinin merkezden
kollara ve ellere geldiği ve bu yolla şekil verilebildiği varsayılır.
Duygu Düzenleme: 'Aktörler Stüdyosu'nun kullandığı bir
doğaçlamadır. iki ya da üç oyuncu basit bir öyküyü doğaçlamaya başlar.
Yönlendirici, doğaçlama yapan oyunculara sol bacağın giderek kısalması vb.,
fiziksel değişiklikler verir. Aynı sahne bu yeni gelişime göre yeniden
doğaçlanır. Yönlendirici ortama ilişkin değişiklikler yapar. Örneğin, olayın
sahilde geçmesini önerir. Olay bu değişim ışığında yeniden oynanır. Son olarak,
oyunculardan biri diğerlerine söylemediği bir bilgiye karar vererek doğaçlamayı
yineler. Burada sahnenin bu bilgiden nasıl etkilendiği önemlidir.
1966 yılına gelindiğinde off Broadway oyunları
ve topluluk üyelerinden bazılarının başka projelerde ünlenmesi gibi nedenlerle,
'the Open Theatre' topluluğu değişim sürecine girmiştir. Chaikin, topluluğu
korumak amacı ile kapılarını yeni gelenlere kapatıp, kalanlarla yeni
çalışmalara girişmiştir.
Bu yeni süreçte harekete dayalı temrinler ağırlık
kazanmıştır. Grotowski'nin 1966-67 sezonunda topluluğa konuk gelişi çalışmaları
desteklemiş ve fiziksel teknik disiplini konusunda uyancı olmuştur.
Grotowski'nin oyuncusu Ryszard Cieslak da tekniğin uygulanmasında yardımcı
olmuştur. Ayrıca bu tekniği bilen Seth Allen ve Eugenio Barba ile çalışmış olan
Jacque Lynn ve Lee Worley gibi sanatçıların toplulukta bulunması çalışmaları
destekleyen etkenlerdendir.
Grotowski'nin geliştirdiği bu temrinler; kedi, büyük
köprü, mum duruşu, küçük köprü, baş amudu, omuz amudu, yavaşlatılmış yürüme ve
germedir. Grotowski'nin birbiri ardına, hiç ara verilmeden yapılmasını gerekli
bulduğu bu temrinler, aynı ritmle yapıldığında başarıyı getirir. 'The Open
Theatre'ın daha güçlü ve denetimli hale gelmesinde yardımcı olan bu temrinler;
Kedi: Yüz üstü yere yatılıp, rahatlanır. Kedinin
uyanışındaki gibi, kollar bedene dik açı yapacak biçimde çeşitli yönlere doğru
hareket ettirilir. Avuç içleri omuzların yanında zemine dönükken, baş yavaşça
farklı yönlere döndürülür, boyun gerilir. Asırlık ellere verilerek göğüs yerden
kaldırılır. Kedinin uyanışı olan bu harekette, eller göğse doğru çekilir,
dirsekler tavana dönüktür ve avuç içleri ile dayanma noktası oluşturulur. Beden
olabildiğince yerden yükseltilir. Bacaklar parmak uçlarında ellere doğru
"yürürken" kalça yükseltilir, bu durumda öne, geri yürünür. Pozisyon
bozulmadan, sadece baş ve omuzlar biraz öne eğilir ve kuyruk sokumundan başa
doğru yavaşça ilerleyen küçük bir top varmış gibi, bu topun ilerleyişi
hissedilir. Top çeneye ulaşınca, yavaşça beden yükseltilir, böylece topun
geldiği yere dönmesi sağlanır. Aynı hareket yinelenir. Kalçalar üstünde, dizler
bükülmüş durumda iken, yere saldırır gibi yapılır. Yana dönülür, yukarıda olan
diz, kulağın yanına getirilir ve omuza doğru gerilir. Bu hareket yapılırken
bacağın boyunu uzatmak ister gibi ayak dışarı ve uzağa doğru gerilir. Sanki
bacağın üst bölümü ile diz altı arasındaki bölüm savaş halindedir Aynı hareket
diğer bacakla da denenir. Tek omuzla arka takla atılarak hareket tamamlanır.
Büyük Köprü: Sırt üstü yere yatılır. Avuç içleri ve ayak
tabanlarından destek alınarak, beden tavana doğru yükseltilir, sonra beden yere
bırakılarak rahatlatılır.
Mum Duruşu: Sırt üstü yere yatılır. Arkadan ellerle sırt
desteklenerek önce bacaklar, daha sonra kalça yukarı doğru kaldırılır. Ayak
parmak uçları tavanı gösterir duruma gelince önce bir bacak, sonra diğer bacak,
başın arkasındaki alana indirilir. Bacaklar birbirlerinden uzaklaştırılır,
dizler bükülerek kulağın yanındaki zemine değdirilerek, gerilir. Sağ bacak
kaldırılır. İki dizde kırılarak sol bacağın biraz kalkması sağlanır. Göğüs
kafesi esnetilerek sol bacak yere indirilir. Sağ ayak yere değerken, sol bacak
hala başın yanında tutulur. Sonra ise bacaklar sallanarak biri aşağı
indirilirken, diğeri yukarı kaldırılır.
Küçük Köprü: Dizler ve ayaklar bükülmeden arka zemine doğru
eğilinir. Eller ve kollar iki yanda rahat biçimdedir. Baş yere değene kadar,
beden yavaşça bükülür. Beden rahatlatılarak, omuz ve kalça yere bırakılır.
Beden ortasından yukarı çekiliyormuşçasına, yay gibi yukarı kaldırılır. Sonra
yere düşülür ve dönülerek tekrar yay pozisyonu alınarak hareket yinelenir.
Baş Amudu: Eller ve dizler üstünde durulur. Başın üstü yere
konur, avuç içleri dizlerin yanına yerleştirilir, kalça yukarı kaldırılır ve
ayaklar tavanı gösterinceye kadar yükseltilir. Bu durumda omurganın dikliği
bozulmadan yürünür. Yavaşça ilk duruma dönülür.
Omuz Amudu: Tek yanak yere konur, omuza doğru bakarken, avuç
içi ile yerden destek alınıp, kol dikleştirilir, diğer kol bedenin yanında
serbest durumdadır. Dizler birleştirilip, kalça yerden kaldırılabildiği kadar
yükseğe kaldırılır. Ağırlık dengelenerek ayaklar ve bacaklar tavana dik duruma
gelinceye kadar kaldırılır. Sonra yavaşça ilk duruma dönülür.
Yavaşlatılmış Yürüme: Ayakta, uzamda yavaşlatılmış
hareketlerle devinilir; parmak ucunda durulur, yere yatılıp takla atılır vb.
Önemli olan her yapılan hareketin normal hızından daha yavaşlatılmış olarak
yapılmasıdır.
Germe: Ayakta hareketsiz durulurken birden tüm kaslar
en gergin durumuna getirilir. Sonra rahat bırakılır ve yere düşülür. Tekrar
ayağa kalkılıp, dizler göğse değene kadar sıçranır.
Chaikin'ın birlikte çalıştığı sanatçılardan biri olan
Lee Worley, Grotowski temrinlerini düzenli olarak toplulukta uygulamıştır.
Ancak, Worley' e göre Grotowski temrinleri Chaikin'ın çalışmalarında
belirleyici rol oynayan takım ruhunu pekiştirici özellikten yoksundu. Worley bu
eksikliği gidermek için, Chaikin'ın güven, içsel-dışsal, yönlendirici ve
orkestra gibi doğaçlamalarına geniş biçimde yer vererek, Grotowski ile
Chaikin'ın yöntemlerini bir noktada buluşturabilmiştir. Sonuçta, fiziksel
temrinlerin tek başlarına önemli olmadığı, bunların iç yaşamı, içsel oyunculuğu
ortaya çıkarmak için araç olduğu görüşüne varılmıştır.
Chaikin, 'the Open Theatre' dan ayrıldıktan sonra da
toplulukla çalışmayı sürdüren Worley, geliştirdiği doğaçlamalarla topluluk
kariyerinde belirleyici rol oynamıştır;
Yaşamdan Masklar: Bu doğaçlamada oyuncular gizledikleri, saklı
yüzlerini iletişim içinde iken takındıkları yüzlere dönüştürmeyi hedeflerler.
Bunun için daire biçiminde sıralanılır. Önce yüz kasları gerilip büzülerek
çalıştırılır, sonra nötr hale veya uyku durumuna getirilerek rahatlatılır. Her
oyuncu duygu yoğunluğu taşıyan bir cümle belirler. Örneğin, 'dünya korkunç',
'güneş parlıyor' vb., doğaçlamayı yönlendiren beşten bire doğru yavaşça saymaya
başlar. Bu süre içinde her oyuncu, aşama aşama belirlediği duyguyu yüzüyle ifade
etmeye çalışır. îfade oluştuğunda, yanındaki oyuncuya gösterir ve tekrar beşe
kadar sayılarak ifade nötr hale getirilir. Çalışmanın ilerleyen aşamalarında,
maska ses eklenerek kullanılır. Partnerle çalışıldığında biri maskı
oluştururken diğeri aşamalara uygun ses üretir.
Yüz Sohbetleri: Yüz maskları doğaçlaması sonucunda oluşan bu
doğaçlamada, partnerli çalışan oyuncular önceden kararlaştırdıkları bir konuyu
sadece yüzlerini kullanarak tartışırlar. Daha sonra sadece omuzlar, kollar,
beden ya da bacaklar kullanılarak çalışma sürdürülür. Son aşamada ise beden
kullanımı ile üretilen sesle tartışma gerçekleştirilir.
1967 yılının sonbaharında Chaikin, toplulukla
çalışmalarına hız vermiştir. Bu doğaçlamalar sonunda gerçekleştirilen The
Serpent ( Yılan ) gösterisi halen tamamlanmamış da olsa, topluluğun en
başarılı oyunu kabul edilir. Tezin 'Oyun Sahneleme Provalarında Doğaçlama'
bölümünde ayrıntılı biçimde ele alınacak bu gösteri için, profesyonel
eğitimcilerle bir araya gelinmiştir. Oyunculuk eğitimi vermek için topluluğa
Joseph Schlichter katılmıştır. Psikoterapist olan Schlichter, topluluğa
kazandırdığı harekete dayalı doğaçlamalarla önem kazanmıştır. Amacı sözün
kullanılmadığı alanlarda insanlararası uyumu geliştirmektir.
Schlichter'in geliştirdiği doğaçlamalar;
Gezinme, Dönme, Düşme: Chaikin'ın ses-hareket
doğaçlamasının özelliklerinden yola çıkılarak oluşturulan bu doğaçlamada, her
oyuncu, hareketleri kendi hareketlerinden oldukça farklı bir partner seçer.
Partnerinin gezmesi, dönmesi, düşmesi gibi bazı hareketlerini izler. Bunları
aynı biçimde yapmaya çalışır. Aynen yapmayı başarınca, kendi
hareketleriymişçesine doğallaştırarak yineler.
Silkelemek, Sarsmak: Partnerli gerçekleştirilen bu doğaçlamada,
oyunculardan biri yere yatar, diğeri onu rahatlatmak amacı ile başından
başlayıp sırası ile tüm bedenini gerip gevşetir.
Chaikin
Schlichter' in özellikle bu doğaçlamasının yararına dikkat çeker. Oyuncuların
bu doğaçlama ile çocukluklarında yaptıkları çeşitli huysuzlukları yeniden
keşfetmelerinin olanaklı olduğunu söyler. Aynı zamanda doğaçlama, birbirine
dokunma üzerine temellendirildiği için oyunculararası iletişimi de pekiştirir.
Chaikin'ın 'the Open Theatre' elemanları ile birlikte
oluşturduğu veya topluluğa davet ettiği sanatçılarca oluşturulan ya da başka
sanatçılardan alınarak topluluğa uygun hale getirilen bütün bu doğaçlamalar,
'the Open Theatre' topluluğunun oyuncularını daha da yetkinleştirmiştir. Burada
yaşama geçirilen doğaçlamalar 'the Open Theatre' ile sınırlı kalmayarak tüm
tiyatro çevrelerine yayılmıştır. Dünyanın bir çok ülkesindeki tiyatro
topluluklarında ve tiyatro eğitimi veren kurumlarda uygulanmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder